Son yılların en popüler tatil yerlerinden biri olan Kabak Koyu hakkında bir yazı yazmazsak biraz eksik hissedecektik. Giderken çok önyargılıydık aslında (Özellikle Ender). Biraz hippi takılan ama aslında hippilikle alakası olmayan, “aağğğbiie Kabak süper yaağ” diyerek gezen insanlarla dolu bir yer olacağını düşündüğümüz için acaba gitmesek mi diye bile düşünmüştük. Ama gittikten sonra kesinlikle “İyi ki gitmişiz.” dedirten bir gezi oldu. Bu tiplerden çok rahatsız olmayacaksanız, (ellerinde bluetoothlu hoparlörle son ses müzik açmalarından illa ki rahatsız oluyorsunuz) ve 10 dakika ölümcül bir dolmuş yolculuğu yapmaktan korkmayacaksanız, gerçekten doğayla iç içe, neredeyse hiç beton görmediğiniz ve her türlü takılmak için ( eheh 🙂 ) çok rahat bir ortam olan Kabak Koyu’nu görmenizi tavsiye ediyoruz. Biz kesinlikle daha uzun bir süre rahatlama ve dinlenme tatili için Kabak’ı tekrar ziyaret etmek istiyoruz.
Kabak Koyu nerede? Nasıl gidilir?
Kabak Koyu Fethiye’de, merkeze yaklaşık 1 saat, Ölüdeniz’e yarım saat uzaklıkta. Biz araba ile gittik ama eğer otobüsle gidecek olursanız Muğla’dan Kabak tarafına giden otobüslere aktaracaksınız. Cennet Koyu-Kabak-Ölüdeniz arasındaki yolda minibüsler de çalışıyor.
Eğer araba ile giderseniz, Kabak Koyu’na inen yolun başına geldiğinizi yol boyunca park etmiş arabalardan anlayabilirsiniz. Aşağıya kadar arabayla inmek maalesef mümkün değil. Gerçekten çok korkunç bir yolu var, minibüsler 20 senedir hiç kaza olmadığını söylüyorlar ama biz her iniş çıkışımızda başımıza bir şey gelmemesini bir mucize olarak yorumladık. Yok ben illa arabayla ineceğim diyorsanız, iniş yolunun ortalarına doğru, yalnızca minibüs şoförlerinin açabildiği bir kapı olduğunu ve gerçekten isteseniz de inemediğinizi belirtmek isteriz. Bir de, anayolun bir tık aşağısında otopark olarak kullanılan bir bölge var, yolun ortasına koymak istemiyorum arabamı derseniz oraya indirebilirsiniz ama arabanızın altı alçaksa kesinlikle önermiyoruz.
Arabayı bıraktıktan sonra minibüs beklemeniz gerekecek. Muhtemelen zaten bekliyor olan insanları göreceksiniz. Minibüslerin belli bir saat aralığı yok, bazen 1-2 minibüs çalışıyormuş ama 7-8 tane varmış. Arayıp yoğunluk olduğunu söyleyince geliyorlar. Aklınızda bulunsun yoksa 1 saat de bekleyebilirsiniz. Minibüs dolmazsa, yani siz tek başınıza binecek olursanız mesela, 60 lira ödemeniz bekleniyormuş. Doldukça ödeyeceğiniz miktar azalıyor, normal ücreti kişi başı 6 lira. Yaz döneminde giderseniz dolmuşun dolmasını dert etmiyor olacaksınız.
Kabak’a ne zaman gidilir?
Bizce Kabak’a nisan-ekim arası gidilebilir. Bu tamamen sizin ne beklediğinize bağlı. Eğer yaz sezonunda -haziran başından eylül sonuna Fethiye’nin havası rahatça kurtarır diye düşünüyoruz- giderseniz hem bildiğiniz yaz tatili kıvamında bir şey geçirirsiniz hem de daha hareketli bir tatil sizi bekler. Eğer ki havaların biraz daha serin olduğu bahar dönemlerini tercih ederseniz daha sakin, tam doğa ile baş başa kafa dinleme tatili olur. Buraya bir not düşelim, Kabak’ta canınız öyle isterse bizce her mevsim sakin ve huzurlu bir tatil geçirebilirsiniz. Yani yazın bir sürü etkinlik olur ama siz hiçbirine katılmayıp kendi bungalovunuzun terasında yıldızları ve denizi izleyebilir, bungalovunuz yoksa bile eminiz kendinize sakin bir köşe bulup orada takılabilirsiniz. İtiraf edelim, biz Kabak’ta en çok bunu yapmayı sevdik. Ağustos ayında, üstelik bayram tatilinde gitmemize rağmen kalabalık bize rahatsız edici bir boyuttaymış gibi gelmedi, denize çok girmediğimiz ve geceleri müzikli danslı olaylara girmeyip kendi halimizde takıldığımız için de böyle hissetmiş olabiliriz ama. Bu arada gitmeden önce sürekli dımtıs dımtıs müzikle tatilimiz katlolacak gibi bir korkumuz vardı ama müzik de o kadar rahatsız etmedi, gece 12 oldu mu kesiyorlar, uyku konusunda da sıkıntı çekmiyorsunuz.
Bahar döneminde Kabak’a dönecek olursak, o işte güzel (belki romantik) bir haftasonu kaçamağı olabilir bizce. Cesareti olan bu mevsimlerde hala denize girebilir, bizim nisanda girmiş arkadaşlarımız var. Yalnız bahar dönemi tercih ederseniz, aşağıda bahsedeceğimiz ve bizim Kabak’ı bu kadar sevmemizde ciddi rolü olan şelaleli etkinlikleri es geçmek zorunda kalabilirsiniz (bizce kesin kalırsınız). Nisanda şelaleye girecek kadar cesursanız da orasını bilemeyiz. 🙂
Kabak’ta ne kadar kalınır?
Bu da yine sizin tatilden beklentinize ve imkanlarınıza göre şekillenecek bir soru. Biz 2 gece 3 gün kaldık. Kabak’a bu süre için gidilir mi? Bizce gidilir. Daha çok kalmak istenir mi? Ona da evet. 1 ay da kalınır. Şunu söyleyelim, 3 günde bile biz betonsuzluğa alıştık ve Kabak’tan ayrılınca birkaç gün özledik o ortamı, 1 ay kalsak ne olurdu hayal edemiyoruz. Sonuçta, çok uzun da kalsak sıkılmazdık ve kısa da kalsak bizce gitmeye değdi.
Kabak’ta nerede kalınır?
Kabak’ta kalınacak birçok kamp alanı var. Genelde buralarda konaklama çadır veya bungalov şeklinde oluyor. Biz kaldığımız yeri arkadaş tavsiyesiyle seçtik ve kesinlikle nokta atışı yaptığımızı düşünüyoruz. Şimdi biraz Lilith Camping’ten ve bizim şahsen deneyimlemediğimiz ama arkadaşımızdan bildiğimiz başka bir yerden bahsedeceğiz.
Lilith Camping
Bir kere konum itibariyle harika. Denize çok yakın, 5 dakikada çadırınızdan/bungalovunuzdan denize inebiliyorsunuz. Kamp alanının hemen dışında gece 4’e kadar açık bir market var. İhtiyaçlarınızı buradan karşılayabiliyorsunuz.
Yemekleri tek kelimeyle MÜKEMMEL. Son gün hüzünlendik bu akşam burada yiyemeyeceğiz diye. Konaklama ücretine sabah kahvaltısı ve akşam yemeği dahil. Bunlar açık büfe olarak sunuluyor. Kahvaltısı da oldukça güzel ama bizi kalbimizden vuran akşam yemekleri oldu. Her akşam bir çeşit sıcak et yemeği oluyor, yanında pilav tarzı başka bir şey. Onun dışında birsürü soğuk çeşit mevcut. Bunlar daha çok hafif zeytinyağlı ve salata tarzında oluyor. Hepsi birbirinden lezzetli ve özel. Her gün değişiyor lezzetler. Vejetaryen ve veganların hiç düşünmeden tercih edebileceği bir yer bizce. Son olarak meyve ve/veya tatlı oluyor. Bir de çay var hep, su da dahil diğer içecekleri oda numaranıza yazdırıyorsunuz.
Eğer burada konaklamıyorsanız gündüz telefon edip akşam yemeğe gelmek istediğinizi bildirirseniz ayarlıyorlarmış. Bu da size kıyağımız olsun. 🙂
Çadır veya tek kişilik bungalovlarda kalıyorsanız ortak duş ve tuvalet kullanıyorsunuz. Bizim çift kişilik bungalovumuzun kendi banyosu vardı ama yine de odadan çıktığımız gün de Kabak’ta takıldığımız için ortak olanları kullanmak zorunda kaldık. Oldukça temiz ve rahatlardı.
Bizim kaldığımız bungalovun ismi Virginia idi, bungalovların çoğunun aksine bunun internette fotoğrafları yok ve biz rezervasyon yaptırmak için aradığımızda sadece bu boştu. İnanılmaz mutluyuz öyle olduğu için. Konumu ve manzarası o kadar güzeldi ki biz kendi terasımızdan ayrılmak istemedik akşamları. Bir daha Kabak’a gidecek olursak hiç düşünmeden ilk Virginia’nın müsaitliğini kontrol ederiz, o kadar yani.
Shambala
Burası denize biraz uzak, tepede kalıyor. İniş çıkışlar bizce biraz can sıkabilir. Ama manzarası harika ve biraz lüks. Deniz manzaralı bir havuzları falan var. Burada kalan arkadaşlarımız yaz sezonu dışında gelecekler için buranın güzel bir tercih olduğunu söylüyorlar. Hem denize çok sık inmiyorsunuz, hem de yaz sezonunda çok daha yüksek olan fiyatları sezondışı olunca düşüyor.
Burada da yemekler Lilith ile aynı mantıktaymış. Ama Lilith’in biraz daha lezzetli olduğunu söylediler.
Kabak’ta Deniz
Kabak’ta denizin güzel olmadığını daha önce giden arkadaşlarımızdan defalarca duymuş olmamıza rağmen bu kadarını beklemiyorduk. Deniz çok ama çok kötü. Yani inanılmaz fotojenik olmasının dışında o denizin içinde olmamızı istetecek hiçbir şey yok agdfafa. Yani aslında dalgalı falan da değil ama deniz pis. Yani Büyükada denizi gibi. Rahat yüzemedik biz hiç. Bir de denizin yüzeyi arı ölüleriyle kaplı, o da rahatsız edici.
Kabak plajında kano vs. kiralayıp, tur atabilirsiniz
Neyse ilk girişte bayağı rahatsız edici olmasına rağmen açılınca, mağaranın olduğu taraflara gidince daha iyi oluyor. Yine de bizce Kabak Koyu’na denizi güzeldir düşüncesiyle gidiyorsanız bayağı hayal kırıklığına uğrarsınız. Ama ilk etapta yaşayacağınız bu duygular vadinin çekici başka birsürü özelliğiyle telafi olacaktır diye düşünüyoruz. Biz sadece ilk geldiğimiz gün burada denize girdik (bir gün de Kelebekler’de girdik ama aynı deniz yani), Rüya bile, deniz aşkıyla yanıp tutuşan bir insan olmasına rağmen, hiç denize girilmese bile vadinin genel doğası için burada keyifle tatil yapılacağını düşünüyordu ayrılırken. Ama bunda Rüya’nın yazın üç ayını deniz kenarında geçirmesinin de etkisi olabilir tabii. 🙂
Gezilecek yerler
Kabak Şelalesi
Biz buraya gerçekten bayıldık. Sakın gitmeden dönmeyin. Açıkçası doğa yürüyüşü tecrübemiz pek olmamıştı bundan önce. Başlarda da biraz söylene söylene gittik (son güne kaldığı için olmadık bir saatte, öğle sıcağında yollara düşmüştük bir de), ama şelaleye ulaşınca bizden mutlusu yoktu. Yol yaklaşık 1buçuk saat sürüyor. Aslında iki yol var, biri tehlikeli ve daha kısa, dağcılar hariç kimseye önerilmiyor. İzlemeniz gereken yolu ağaçların ve kayaların üzerine çizilen renkli çizgiler sayesinde takip ediyorsunuz. Aslında yol oldukça rahat ve tırmanış boyunca enfes manzaralar sunuyor. Dikkat etmeniz gerekenler çok sıcak bir vakitte gitmemek (uzun süre tırmandığınız için biraz zor oluyor sıcakta), yanınıza yeterli miktarda su almak (şelaleye ulaşınca buz gibi suyunuzu şişelere geri doldurabiliyorsunuz) ve kesinlikle rahat bir yürüyüş sandaleti veya spor ayakkabısıyla gitmek (sakın ama sakın terlikle gitmeyin!). Ha bir de yanınıza atıştırmalık bir şeyler almak iyi fikir olabilir.
Şelalenin döküldüğü ilk noktayı görüp geri dönmeyin, bu ilk noktada su biraz daha soğuk ve bi tık daha temizdir gibi geldi bize o yüzden suyumuzu buradan içtik. Buradan suyu takip ederek aşağı iniyorsunuz. Yürüyüşün tek tehlikeli kısmı buradan sonra geliyor. Çok tehlikeli değil ama biraz tehlikeli bizce. Biraz dik inişler var, eğimli kayaların üzerinden geçmeniz gerekiyor. Ama çok bir yol yok, gözünüz korkmasın.
Şelale yolunun müthiş manzarası
Şelaleden havuza indikten sonra bizim için suda sırtüstü yatıp gökyüzünü bir izleyin, teşekkür edeceksiniz!
Kabak Koyu Mağarası
Buraya sahilden yürüyerek 20-30 dakikada ulaşabiliyorsunuz. Biz plaj terliğiyle buna kalkıştığımız için biraz zorlandık ve yol eziyet oldu. Mağaraya inilen kısım biraz tehlikeli gibi. Dönüşte birimiz eşyaları ötekine verip yüzerek dönmeyi tercih etti, bilin bakalım kim agdfgsdf. (Rüya :/ ) Yüzerek ve yürüyerek tam olarak aynı sürede vardık biz. Hangisi kolay geliyorsa onu tercih edebilirsiniz. Bir alternatif de sahilden kano veya deniz bisikleti kiralayıp gitmek.
Mağaranın içinde yüzmek çok keyifli. Bizce denemeden dönmeyin. Kabak’ın denizini sevmedik biz ama denizde geçirdiğimiz en keyifli anlar kesinlikle bu mağaranın içindeydi. Küçücük bir cennet gibi.
Kamp Alanları
Kaldığınız yer dışında kamp alanlarına girip gezebiliyorsunuz. Bazılarının manzarası çok güzel olabilir, bazılarında yemek yemek isteyebilirsiniz, bazılarında akşam konser/etkinliklerine katılabilirsiniz, bazılarına sadece bir arkadaşa bakmak için uğrayabilirsiniz. Öyle takılın yani.
Kelebekler Vadisi
Şelaleden vadinin görünümü
Kelebekler Vadisi belki de tek başına ayrı bir yazı konusu olabilir ama biz o kadar da abartmayacağız. Son yıllarda popülerliği Kabak Koyu’yla birlikte gittikçe daha da fazla artan vadi gerçekten yukarıdan bakıldığında büyüleyici bir manzara sunuyor. Kabak Koyu’ndan Kelebekler Vadisi’ne gitmenin 2 yolu var. Birincisi Kabak Koyu’ndan kalkan teknelerle gitmek. Biz 2 kişi bunu sorduğumuzda 350 lira demişlerdi. Ama sanırım kişi sayısı artsa da fiyatı sabit tutuyorlar. Yani bizim tahminimize göre kalabalık olunca 50-60 liraya kadar düşüyor olabilir. Diğer bir seçenek de Ölüdeniz’e gidip oradan kalkan tekneleri kullanmak. Biz böyle yapmıştık. Gidiş dönüş kişi başı 30 liraydı. Ama malesef ki Kelebekler Vadisi’nden son tekne akşam üzeri 5’te kalkıyor, onu kaçırmamanız gerek. Şimdi diyeceksiniz ki ne var bu Kelebekler Vadisi’nde? Gitmeye değer mi?
Burası yine şelale sanacağınız ve dönmemeniz gereken yer
Kelebekler Vadisi’nin bizim için en etkileyici olayı şelale oldu. Kabak Koyu’nda olduğu gibi burada da bir şelale var. Buraya giden yürüyüş yolu daha kolay ve kısa. Ama sakın ola ki sonuna kadar gitmeden dönmeyin. Aynı Kabak’ta olduğu gibi burada da kafa karıştırıcı bir ara şelale var. 😀 Oraya gidip dönerseniz “Bu ne ya bu muymuş?” diyebilirsiniz. Ama oradan sonra yaklaşık 5 dakikalık bir tırmanma rotası var. Oradan sonra çok çok güzel bir manzara ve güzel bir şelale görüyorsunuz. Ama dümbeleklerr şelale yoluna giriş için kişi başı 6 lira para istiyorlar. Nasıl oluyor anlamadık. Bildiğiniz şelaleye girişe para alıyorlar, çok garip. Denizine gelirsek, denizi Kabak’taki denizden çok da farklı değil. Yine kirli. Yani girmezseniz bir şey kaybetmezsiniz. Ama bize göre buraya kadar gelmişseniz ve vaktiniz varsa bir gününüzü Kelebekler Vadisi’ne ayırıp şelale yolunda huzurlu bir şekilde yürüyüp, o etkileyici manzarayı görmenizde fayda var.
Ayrıca Ölüdeniz-Kabak Koyu yolundaki Kelebekler Vadi’si manzarasından da bahsetmeden geçmek istemedik. O yol üzerinde Kelebekler’in mükemmel göründüğü bir yer var. Zaten arabalar oraya park ediyor insanlar da fotoğraf falan çekiyor. Neresi olduğunu kalabalıktan anlarsınız. Eğer aceleniz yoksa orada durup manzaraya bakmalısınız bizce. Ama dikkat edin fotoğraf çekinmek isterken yanlışlıkla uçurumdan düşmeyin. Çünkü biz tam fotoğraf çekinmeye çalışırken orada her yıl 10 kişinin öldüğünü duyduk birilerinden. Ne kadar doğru bilmiyoruz ama gerçekten çok tehlikeli bir yer. Dikkat etmenizi tavsiye ediyoruz.
Aman burda dikkat edin işte
Cennet Koyu
Burası da Kabak Koyu’ndan 4 km yürüyerek, ya da tekne yoluyla gidebileceğiniz başka bir koy. Kara yoluyla ulaşım mümkün değil, bu da yine burayı çekici yapan unsurlardan. Gerçi son zamanlarda yine kalabalıklaşıp popülerleştiği için kirlendiği söyleniyor. Biz buraya çok vaktimiz olmadığı için gidemedik, Kabak’ı daha doya doya yaşamak istedik. Ama önümüzdeki yıl çok kapsamlı bir Fethiye ve koyları turu düşünüyoruz. O zaman kesinlikle gidip uzun uzun anlatacağız buraları. Yine doğayla fazlasıyla iç içe olan bu koyda konaklamanın iki yolu varmış. Sahile 1 km uzaklıkta ormanın içinde bir kamp alanı, burada makul bir ücret verip çadırınızda kalabilirsiniz, ya da ücretsiz olarak ormanda veya sahilde istediğiniz yere çadırınızı kurup kalabilirsiniz. Biz böyle duyduk. 🙂
Kabak’ta nerede yemek yenir?
Öğle yemeklerinizi vadide bulunan herhangi bir kamp alanında yiyebilirsiniz. Daha önce de söylediğimiz gibi konaklamadığınız kamp alanlarına girip gerek kafesinde barında takılabiliyor, gerekse akşamları etkinlik olan sahnelere erişebiliyorsunuz.
Lilith Bar
Kamp alanının girişinde bulunan barda günün her saati bir şeyler yiyip içebiliyorsunuz. Fiyatlar biraz ortalamanın üstünde. Gözlemeler 18-23 lira arasında değişiyor mesela. Ama bize göre buraların pahalı olması normal, hem son yıllardaki popülerliğini hem de ulaşım zorluğunu düşününce başka türlüsünü bekleyemezdik diye düşündük biz. Salatalarını tavsiye edebiliriz. Bir de ilk gün paraya kıyıp sipariş edemediğimiz salatalıklı mojitonun bütün tatil hayalini kurup son gün içmeye karar verince o anda yapamadıklarını söylemişlerdi, çok içimizde kaldı. Bizim için de için. 🙂
Turan
Değişiklik olsun başka alanları da gezeyim derseniz buraya gelebilirsiniz yemeğe. Asmalarla örtülmüş keyifli ve dinlendirici bir ortamı, çok güzel bir manzarası var. Pizza ve elma dilimi patates denedik, ikisini de beğendik.
Yerdeniz
Öğle yemeği için buraya da gelebilirsiniz ama biz burada bir şey yemedik, sangria içtik. Manzarası bir Turan gibi olmasa da yine huzurlu bir ortam. Bu arada Yerdeniz’in sahnesinde konserler de oluyor, onları takip edip akşam da gelebilirsiniz.
Dikkat Edilecek Şeyler!
- Bizim kaldığımız yerde camlarda sineklik ve yatakta cibinlik vardı. Ama biz yine de yanımıza sinek kovucu sprey ve prize takılan sinek kovuculardan aldık. O yüzden herhangi bir sinek/böcek sorunu yaşamadık. Bizce bu kadar doğal bir yere giderken hazırlıklı olmakta fayda var.
- Dolmuşla gidilen yolu yürümeye kalkışmayın. Google Maps’te göründüğünden daha uzun olmasının yanısıra rüzgarın kayaları aşındırması sonucunda ortaya çıkan bir toz tabakasıyla kaplı. Undan oluşmuş pofuduk bir tabakanın üstünde yürüyor gibi hissediyorsunuz ve üstünüz başınız toz oluyor.
- Dolmuş sırası çoksa orda burda yazan numaraya telefon edip yoğunluk var fazla dolmuş gönderir misiniz demekten çekinmeyin.
- Yanınıza mutlaka spor ayakkabı veya yürüyüş sandaleti alın.
- Ekonomi yapmak istiyorsanız buradaki marketlerin pahalı olduğunu hesaba katarak Fethiye’den geçerken markete uğrayıp ıvır zıvır alabilirsiniz.
- Aynı şekilde içkiye çok para vermek istemiyorsanız bizim gibi kırmızı şarabınızı yanınızda getirebilirsiniz. Odalarda buzdolabı olmadığı için bizim seçimimiz kırmızı şarap olmuştu.
- Telefon ve internet genel olarak çekmiyor. Storyleri sonradan koyarsınız. 😛